Betonart Mimarlık ve Tasarım Dergisi 76. Sayı / Şantiye Mekanları

Betonart Mimarlık ve Tasarım Dergisi 76. Sayı / Şantiye Mekanları

50.00TL

Yazar: Kolektif

Marka: Betonart

Basım Tarihi: Nisan 2023

Sayfa Sayısı:

Boyut: 22.0 x 30.0 cm

Kullanım dışı

97713057310058

Title:  

Ürün Açıklaması

Betonart, Büşra Özaydın-Çat’ın konuk editörlüğünü üstlendiği 76. sayısında “Şantiye Mekânları” teması odağında mekânsal potansiyelleri, belleği, devingenliği ve çağrışımları üzerinden inşa yerine dair tartışmaya taze bir perspektiften bakmayı öneriyor.

Konuk editör Büşra Özaydın-Çat, giriş yazısında temanın ele alınış biçimini şöyle açıklıyor:

(…) Bugün farklı disiplinlerdeki bu gelişmelerin yaşandığı bir dönemde mimarlık alanında da odağı ‘tamamlanmış’ olandan kurtarıp inşa yerine çevirmek kaçınılmaz hâle gelmiş durumda. Bu dosyanın amacı mimarlık tarihçileri, kuramcılar hatta bizzat olay mahallinde bulunan – şantiyede yer alan- mimarlar tarafından görmezden gelinen ve/veya yok sayılan şantiyeyi, içinde barındırdığı -daha önce kendisinden çekinilen- tüm şeyler ile yeni bir ilişki kurarak görünür kılmak ve inşa sürecinin sunduğu mekânsal potansiyel bağlamında yeni bir tartışma zemini yaratmaktır.

Sayıda Erdem Ceylan, ana akım mimarlık literatüründe genellikle görmezden gelinen şantiye ve yapı iskelesine odaklanıyor.

Fatma İpek Ek, İtalyan mimar, mimarlık tarihçisi, arkeolog ve yazar Giovanni Battista Piranesi’nin çalışmalarını, “cerrah ve neşter” ile “düş ve kapan” olarak adlandırdığı ikili aks temelinde ve bir tür “bellek şantiyesi” özelinde ele alıyor.

Sevil Enginsoy Ekinci, Filarete ismiyle tanınan Floransalı Antonio di Pietro Averlino’nun 1460’ların ilk yarısında yazdığı mimarlık kitabını, kentin yazıyla inşa edilişini kaydeden bir şantiye günlüğü olarak değerlendiriyor.

Büşra Özaydın-Çat’ın Gökhan Kodalak ile kurguladığı diyalog-metin, şantiyenin sunduğu “hemzemin mevcudiyet” imkânı, şantiyelerde kullanımı gün geçtikçe artan robotik teknolojiler, şantiye mekânlarının devingen yapısı, temsili ve sonsuz-sürekli oluş hâlleri ile yapım ve yıkım şantiyeleri üzerine kuramsal bir gezinti öneriyor.

Büşra Özaydın-Çat’ın Semra Uygur ile gerçekleştirdiği diyalog-metinde ise, CSO yapı grubunun yirmi sekiz yıllık şantiye sürecinde şantiyenin kent ile ilişkisi, görünürlüğü, izlenebilirliği, temsili ve canlılığı üzerinde duruluyor.

Tomris Akın, yazısında tasarım ve inşa edilebilirliğe dair süreci şeffaflaştırmanın hem ortak hayatımızın hem de mimarların mesleki üretimlerinin kalitesini artırmak bağlamındaki önemini vurguluyor.

Ece Ünübol, mimarlığın hem doğal uzantısı hem de yakın tanığı olan kayıt eylemi üzerinden Teğet Mimarlık’ın farklı yer ve tiplerdeki şantiyelerini, teğet.live’ın sade ve sansürsüz enstantanelerinden referanslarla mercek altına alıyor.

Levent Şentürk, çeşitli kentlerin sokaklarında dolaşırken tarihyazımının geriye doğru bakarak yazma alışkanlığını kırarak, her “şimdi”de gördüğü şantiye hâllerini metnine konu ediyor.

Erdem Üngür, yazıda şantiyeyi meydana getiren aktör ve aktantları mekân ve emek üzerinden değerlendiriyor.

“Yapı Okuması” bölümünde Eren Can Altay ve Büşra Şentürk, Ernst Egli tarafından tasarlanan ve İstanbul Bebek’te yer alan Ragıp Devres Villası’na odaklanan ölçekler arası bir analiz denemesi sunuyor.

76. sayının kapak görselinde ise Cedric Price’ın 1960-1964 tarihli “Fun Palace: interior perspective” isimli çizimine yer veriliyor.

Bunları da beğenebilirsiniz

Sizin için seçtiğimiz ilgili diğer ürünlere göz atın