Mimarlık Kuramı ve Felsefesi Kitapları Seti

Mimarlık Kuramı ve Felsefesi Kitapları Seti

220.00TL

Yazar: Juhani Pallasmaa, Rasmus Wern - Gert Wingardh, Tuğba Cestel

Marka: YEM Kitabevi

Basım Tarihi: 2022

Sayfa Sayısı: 680

Boyut: 14.5 x 20.5 cm.

Stokta

9789753160854

Title:  

Ürün Açıklaması

 

Üç kitaptan oluşan "Mimarlık Kuramı ve Felsefesi Kitapları Seti"nde yer alan kitaplar şöyle:


TENİN GÖZLERİ

Juhanni Pallasma’nın kaleme aldığı  Steven Holl’ün “İnce Buz” başlıklı bir giriş yazısı ile katkı sağladığı Tenin Gözleri, mimarlık literatürünün klasiğe dönüşen kitaplarından biri. Mimarlık esin verir, bağlanma yaratır, yaşamı berkitir. Peki, o halde kâğıt üzerinde ya da bilgisayar ekranında iyi görünen eskizler “ten”e büründüklerinde nasıl oluyor da bu kadar düşkırıcı olabiliyor? Juhani Pallasmaa’ya göre sorun, mimarlık pratiği ve eğitimine nüfuz etmiş olan bugünün teknoloji eksenli tüketici kültüründe görsellik alanının başatlığından kaynaklanıyor. Dünya deneyimimiz beş duyunun bileşimiyle biçimlenir, oysa çağımızda mimarlık büyük ölçüde yalnızca bir duyu –görme– gözetilerek yapılıyor. Diğer duyu alanlarının bastırılması çevremizi yoksullaştırarak yalıtılmışlık ve yabancılaşma duygusu yaratıyor. Tenin Gözleri, ilk kez 1996’da yayımlandı. Çok geçmeden bir mimarlık kuramı klasiğine dönüştü ve dünyanın pekçok yerinde mimarlık okullarında ders kitabı olarak okutuldu. Kitap temelde iki uzun makaleden oluşuyor. İlki, Batı kültüründeki görsel paradigmanın tarihte Greklerden bu yana nasıl geliştiğini ve dünya deneyimi ve mimarlığın doğası üzerinde ne gibi etkileri olduğunu konu alıyor. İkincisiyse, sahici mimarlık deneyiminde diğer duyuların rolünü inceleyerek, aidiyet ve bütünleşmeduygusunu olanaklı kılan çok duyulu bir mimarlığın yolunu gösteriyor. Tenin Gözleri,’nin ilk yayımlanışından bu yana, hem mimarlık felsefesi hem de mimarlık öğretimi alanında bedenin ve duyuların rolüne yönelik ilgi git gide büyüdü. Bunun üzerine yazar, çığır açan kitabını 2005’te gözden geçirip savlarını pekiştirdi. Elinizdeki bu geliştirilmiş basım, mimarlara ve öğrencilere bütüncül bir mimarlık arayışında esin kaynağı olmayı ve genel okurun dünyayı algılama biçimini zenginleştirmeyi bugün de sürdürüyor.

 

MİMARLIK NEDİR? VE DİĞER 100 SORU

Kolay okunmak ve iletişim kurmak üzere hazırlanan Mimarlık Nedir? ve Diğer 100 Soru’da, Rasmus Wern ve Gert Wingardh mimarlık, kent, tasarım, mekân üzerine sordukları 101 sorunun kısa ve uzun yanıtlarını, biraz mizahi, hatta kışkırtıcı denebilecek eleştirel dille arıyorlar. Kitabı Türkçeye Prof.Dr. Özlem Erdoğdu Erkarslan kazandırdı. Erkarslan önce bir okur, mimar, akademisyen olarak tanışıp sonra çevirisini yaptığı Mimarlık Nedir? ve Diğer 100 Soru’yu şöyle anlatıyor:

“… Kitabın yazarları Rasmus Wern ve Gert Wingardh bu kitapta aslında bir yandan ‘büyük anlatı’yı ince bir mizah diliyle eleştiriyor; öte yandan da, kitabın bizzat kendisi, başlığıyla ‘Mimarlığın Sırları’nı arayan o meraklı okuyucuya göz kırpıyor. Bu yapıt kolay okunmak ve iletişim kurmak üzere yazılmış. Mimarlık kuramının uzun ve dolambaçlı cümleleri yerine kısa ve basit açıklamalar var. Rasmus Wern ve Gert Wingardh, bizi ilk “treatise”lara  geri götürüyor. Anlatı parçalara bölünmüş ve iddialı bir sayıyla (101) konuyu ele aldığını söylüyor. Vitrivius’un ve Alberti’nin on maddelik kitaplarından sonra 21. yüzyılda herhalde ancak 101 madde tüm kapsama yetmiş olmalı!.. Bir okuyucu olarak kitabın kapağını ilk açtığımda ‘Mimarlık Nedir?’ sorusunu ve yanıtını bulacağımı ummuştum. Hayır, tam bir Kuzey Avrupa eksentrikliğiyle kitap ‘Neden dünya alacakaranlıkta daha güzel görünür?’ sorusuyla başlıyor. Tam, ‘işte şimdi ışığın mimarlıktaki kurucu rolünden bahsederek devam edecek’ derken, ikinci soru ‘Eşikler: Onlardan kurtulmak güzel olmaz mıydı?’ ile devam ediyor. İşte o zaman bu kitabın farklı bir epistemden baktığını ve mevcut yaklaşımlara ne kadar eleştirel durduğunu anlamaya başlıyoruz. Kitapta verilen yanıtların bazıları çok kışkırtıcı; bilinçli olarak okuyucuya yanıt yerine yeni sorular ve ev ödevleri veriyor. Kimi soruların yanıtları o kadar yalın ki, sanki kişisel bir çerçeveden verilmiş bakış açısı değil de kadim bir bilgiyi tanıtırmışcasına verilmiş. Bazı sorular fikri, bazı sorular bağlamı, bazı sorular inşa etme gerçekliğini merceğe alarak çağdaş mimarlık kuramının teknoloji uzmanlarına terk ettiği alanlara da giriyor. Kısacası Mimarlık Nedir? ve Diğer 100 Soru, aslında bir rehber olmaktan öte bir eleştiri yapıtı…”

 

MARKA MİMARLIĞIN KÖKENLERİ

Tuğba Cestel’in 1960 sonrası sanatın “marka mimarlık” ve “star architect / yıldız mimar” gibi olguların ortaya çıkışına etkisini irdelediği Marka Mimarlığın Kökenleri adlı kitabı YEM Yayın’dan çıktı. Tuğba Cestel, uzun yıllar içinde bulunduğu mimari proje üretimlerinin düşünsel bir aktivite alanından ziyade serbest piyasa ortamına göre biçimlendiği ve hızlı süreç beklentileriyle yapıların çevrelerinden kopuk birer tekil nesne olarak tasarlandığı düşüncesiyle mimarlık pratiğini sorgulamaya yönelen bir mimar. Bu amaçla başladığı araştırmasını, 20. yüzyıl mimarlığının kökenlerini incelemek ve değişimini gözlemlemek üzerine kuran Cestel, 1960 sonrası mimarlığın, kavramsal sanatla birlikteliğini ve kültürel konumundaki değişimlerini Marka Mimarlığın Kökenleri’nde ortaya koyuyor. 

 

KENTSEL PLANLAMADA YENİ ARAYIŞLAR - ONTOLOJİ VE PLANLAMA

Kitap; okuyucuyu, özellikle de tasarımcıları, “mekân ve zamanı ontolojik zeminde yeniden düşünmeye” davet ediyor. Toplumsal yapı, bilim ve teknolojik değişim sürecinde başat bir rol üstlenen mekân, son yüz yıllık süreçte çözümü zor bir sorun alanına dönüştü. Hayal kurmayı ve düşünmeyi, mimar kimliğini besleyen en verimli
kaynak olarak gören Ahmet Alkan, Kentsel Planlamada Yeni Arayışlar - Ontoloji ve Planlama adlı kitabında, bu alanda yaşadığımız derin sorunları aşabilmek için ihtiyaç duyduğumuz bütüncül çözüm arayışlarına katkı verebilme ümidiyle, “mekân ve zamanı ontolojik zeminde yeniden düşünmeyi” tartışmaya açıyor.

 

 

 

 

Bunları da beğenebilirsiniz

Sizin için seçtiğimiz ilgili diğer ürünlere göz atın