Ürün Açıklaması
Bu yıl itibarıyla yılda iki sayı (6 ayda bir) yayımlanmaya başlayan Betonart, 2025’in ilk sayısında “Bienal, ama Mimarlık” başlığını tema olarak ele alıyor. Can Gündüz’ün konuk editörlüğünde hazırlanan sayı; Venedik Mimarlık Bienali’ni gösteri ve esaslılık, geçicilik ve etki, küratoryal iktidar ve anlatı denetimi, jeopolitik ve kurumsal önyargılar, kimlik ve özerklik, ticarileşme ve finansman yapıları ile çevresel ve etik sorunlar ekseninde tartışmaya açıyor.
Konuk editör Can Gündüz, giriş yazısında temayı şöyle açıklıyor:
“Venedik Mimarlık Bienali’ni odağına alan bu sayı, Bienal’in 50 yıl önceki başlangıç anında takındığı müphem tavrın, dünyanın içinden geçtiği tuhaf ve tekinsiz zamanlarda misliyle katlanmış olduğunu veri alarak; uluslararası pavyonlarda emekle hazırlanan sergileri, gerek yerinde deneyimlere gerekse bağlantılı medya üretimlerine dayalı okumalara sevk etmeyi amaçladı.”
Sayıda, İtalyan eleştirmen ve tarihçi Manfredo Tafuri’nin, Aldo Rossi’nin 1980 Venedik Bienali için tasarladığı geçici yüzen yapı Teatro del Mondo üzerine kaleme aldığı ve Domus dergisinin 602. sayısında (Ocak 1980) yayımlanan yazısından pasajlar da okurla buluşuyor.
Venedik Mimarlık Bienali’ni ontolojik gerçekliği olan bir nesne olarak düşünmeye çağıran yazısında Can Gündüz, Bienal nesnesinin bir yandan tarihselliğinde duyulur olan biçim ve niteliklerine, diğer yandan ise her daim erişilmez kalan öz ve niteliklerine odaklanıyor.
Zehra Tonbul’un metni, bugüne kadar düzenlenmiş 19 Venedik Mimarlık Bienali sergisinin tematik izleği üzerinden, yakın mimarlık tarihi yazımı için bir altlık oluşturabilecek notlardan oluşuyor.
Yelta Köm, yazısında şu soruların izini sürüyor: Bugünün dünyasında bienallere ne kadar ihtiyacımız var? Dünyanın dört bir yanı yangın yeriyken, telefonlardan tükettiğimiz sayısız görsel arasında gerçekten yeni ve anlamlı bir şey üretmek mümkün mü? Bu koşullarda neden bienaller yapıyoruz?
Erkin Özay’ın metni, Venedik Mimarlık Bienali’nin son edisyonlarında öne çıkan toplumsal meselelere ve topluluk temelli pratiklere yönelik artan ilgiyi ele alırken, Buffalo Üniversitesi Mimarlık ve Planlama Fakültesi’nin 2018 yılındaki katılımını mercek altına alıyor.
Sayıda Yağmur Yıldırım, Venedik Mimarlık Bienallerindeki feminist katkıların tarihsel bir dökümünü sunmak ya da Bienal’i kurumsal bir feminist eleştiriye tabi tutmak yerine, takip ettiği süreçlerde tanıklık ettiği kimi feminist “an”ları paylaşıyor.
Ali Mahmut Demirel ve Hakan Topal, Venedik Mimarlık Bienali üzerinden mimarlık gündemini şekillendiren temel meseleleri; mimarlık ile coğrafya arasındaki ilişkiyi ve Demirel’in son edisyondaki katılımını ele alıyor.
Dicle Bektaş’ın bu sayı için derlediği söyleşide, Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu’nda ziyarete açılan “Yerebasan” sergisinin küratörleri Ceren Erdem ve Bilge Kalfa, konuk editör Can Gündüz’ün sorularını yanıtlıyor.
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası katkılarıyla hazırlanan “Yapı Okumaları” bölümünde Pınar Gökbayrak, ÇEİS’in 2023 dönemi Yapı Tasarım Yarışması kapsamında Barselona’da ziyaret ettiği Joan Miró Vakfı’na dair değerlendirmelerini paylaşıyor.
Fibrobeton katkılarıyla hazırlanan “Proje” bölümünde ise, 2019 yılının Eylül ayında Dolapdere’deki yeni binasına taşınan Arter ele alınıyor.
Bu Sayıda Neler Var?
– Can Gündüz’ün konuk editörlüğünde “Bienal, ama Mimarlık” teması
– Venedik Mimarlık Bienali’nin küratoryal, politik ve kültürel yapısına eleştirel bakış
– Manfredo Tafuri’nin Teatro del Mondo yazısından seçme pasajlar
– 19 Venedik Mimarlık Bienali üzerinden yakın mimarlık tarihine notlar
– Bienallerin günümüzdeki anlamı ve gerekliliği üzerine eleştirel metinler
– Topluluk temelli mimarlık pratikleri ve üniversite katılımları
– Bienallerde feminist yaklaşımlara dair kişisel okumalar
– Türkiye Pavyonu’ndaki “Yerebasan” sergisi üzerine söyleşi
– Joan Miró Vakfı incelemesi
– Arter’in Dolapdere’deki yeni binası