Ayvansaray Kentsel Okuma Denemesi

Ayvansaray Kentsel Okuma Denemesi

650.00TL
1,300.00TL
%50 İndirimli

Yazar: Dilay Güney (Editör),

Marka: İstanbul Topkapı Üniversitesi Yayınları

Basım Tarihi: Kasım 2025

Basım Dili: ["Türkçe"]

Sayfa Sayısı: 238

Boyut: 21.0 x 28.0 cm

Stokta

9786259277905

Title:  

Ürün Açıklaması

Dilay Güney’in editörlüğünde hazırlanan, İstanbul, Fatih, Ayvansaray Mahallesi’nde gerçekleştirilen uzun soluklu bir sözlü tarih çalışmasının ürünü olan “Ayvansaray Kentsel Okuma Denemesi” adlı kitap İstanbul Topkapı Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlandı.

İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin kitap için kaleme aldığı Sunuş yazısında şunları söylüyor: “... Araştırma alanı olan İstanbul Fatih ilçesi, Ayvansaray Mahallesi, İstanbul kent tarihinde ayrıcalıklı bir yerleşim alanı olmasına karşın, bu mahalle hakkında günümüze kadar çok fazla araştırma yapılmamıştır. Dolayısıyla bu kitap, tarihsel süreçte saklı kalmış kişisel, yerel mikro tarihleri açığa çıkaran, Üniversitemizin farklılığını ortaya koyan, toplumsal farkındalığı artırmaya ve yerele katkı sağlamayı amaçlayan bir misyonunu yerine getirmektedir.”

 

Dilay Güney, Tuna Kan, Cansu Saka, Zeynep Sude Gürbüz, Öncül Kırlangıç Işıl, Alp Arısoy, Mehmet Duman, Deniz Berker’in bölüm yazarları olarak yer aldığı kitabın editörlüğünü üstlenen Topkapı Üniversitesi Güzel Sanatlar,Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilay Güney ise giriş yazısında kitabın içeriğine ve Ayvansaray’a ilişkin şunları söylüyor:

“... Çalışma yeri olarak seçilen Ayvansaray Mahallesi çok özel bir tarihsel topoğrafyaya sahip olan bir kent parçasıdır. Bu bölgenin özgünlüğü hem coğrafi konumundan hem bu konumun yarattığı toplumsal yapıdan kaynaklanır. İstanbul Tarihi Yarımadası kuzeyde bu noktada sonlanır ve Haliç ile buluşur. Aynı zamanda burası İstanbul Kara Surları'nın sonlandığı ve İstanbul Deniz Surları ile birleştiği noktadadır. Orta Çağ kentlerinin sınırları olan kent surları iç-merkez ve dışı ayırır. İstanbul kenti için de İstanbul Kara Surları iç ve dış kent tanımını yapma görevini üstlenmiştir. Ayvansaray Mahallesi merkezin en dışında yer alan eşik mekân niteliğindedir. İstanbul Kara Surları bu mahallenin hem kent-içi, hem merkez-dışı olarak tanımlanmasına yol açar. Bu özel fiziki konumu, burada yaşayan toplumsal kimliklerin çeşitlenmesini sağlamış ve toplumsal olarak bir ‘eşik kimlik’ karakterinin oluşmasına yol açmıştır.

Bu mahalle, geçmişinden günümüze çeşitli etnik kimliklerin bir arada yaşadığı bir bölge olmuştur. ‘İç- merkez’, toplumsal ötekileri sınırlarına kaydırmıştır. Merkezin ‘dışa’ doğru kaydırdığı kimlikler toplumsal ötekilerdir; gayrimüslimler-Rumlar, Yahudiler, Romanlar ve göçmenler... Ancak toplumsal ötekilik bu bölgede pozitif bir sonuç yaratmış ve çeşitli etnik kimliklerin birbirlerini öteki olarak dışlamaktan çok, bir arada yaşama kültürünü oluşturmasına yol açmıştır.

... Mahalleye dair başlıklara, anlatıcılarla yapılan mülakatlar yön vermiştir. ‘Ayvansaray’a Dair’ bölümü, mahallenin geçmişten günümüze değin genel gündelik yaşamına dair anlatıları ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. ‘Ayvansaray Hamamları’ bölümünde hamamların mahallenin sosyo-kültürel yapısı ve günlük yaşamı ile sıkı sıkıya bağlı ilişkisi, hamam yapılarının tarihsel nitelikleriyle ele alınmaktadır. ‘Ayvansaray'da Kutlama Ritüeli’ isimli bölümde, kitapta karşılaşılacak “Loncalı" kimliğinin en önemli ritüellerinden biri olan düğün ritüeli anlatılmaktır. ‘Geçmişi İzlemek: Balatlı Arif’ bölümü, bir sinema filminin içinden çekip çıkarılan geçmiş mekânlar aracılığı ile bölgenin kentsel belleğini açığa çıkarmaktadır. ‘İşçi Kahvehanelerinden 'Coffee'lere: Ayvansaray'da Dönüşüm’ bölümü mahallenin fiziksel dokusuyla birlikte gündelik hayatında da yaşanan dönüşümü, üretim ilişkileriyle şekillenmiş mekânlar aracılığıyla sorgulamaktadır. ‘Ayvansaray-Balat Aksında Üretim ve Kent’ başlığı, Haliç’in kıyı ekonomisini ve sosyo-ekonomik yapı üzerinden oluşan bir kültürel kimliği anlayabilmeyi sağlarken, bir mikro-ekonominin mahalle, bölge ve hatta kent sınırlarını nasıl değiştirdiğini ortaya koymaktadır. Son olarak ‘Çukur Dizisi Bağlamında Benzeşen / Çatışan Mekân ve Kimlik Olgusu’ bölümü ise güncel kent sosyolojisi eşliğinde kent mekânlarının film endüstrisinde nasıl bir iletişim aracına dönüştüğüne odaklanmaktadır.”