
Mimarlığı Anlamak Seti (3 Kitap)
Yazar: Doğan Hasol, Owen Hopkins, Rasmus Wern - Gert Wingardh
Marka: YEM Kitabevi
Basım Tarihi: Ekim 2023
Sayfa Sayısı: 552
Boyut: 12.5 x 17.0 cm
Boyut: 16.0 x 23.0 cm
Boyut: 21.5 x 28.0 cm
Kullanım dışı
9789754680102
Ürün Açıklaması
Mimarlığı tasarımdan malzemeye, temel kavramlardan üsluplara, konutlardan gökdelenlere uzanan geniş bir perspektifte; mimarlık tarihi boyunca geçirdiği evreleri anlamak, öğrenmek isteyenler için temel üç kitaptan oluşan özel bir kitap seti...
MİMARLIĞI OKUMAK – RESİMLİ MİMARLIK REHBERİ
Owen Hopkins tarafından kaleme alınan, Derya Nüket Özer tarafından Türkçeye çevrilen kitap; sıvalardan çatılara, sütun tiplerinden dekoratif silmelere kadar bir yapıyı oluşturan tüm öğeleri bileşenlerine inerek ele alan eşsiz bir görsel rehber olma niteliği taşıyor.
Mimarlığı Okumak – Resimli Mimarlık Rehberi;
Mimarlık tarihi boyunca gelişen yapı tiplerini ayrıntılı fotoğraflar ve açıklamalı çizimlerle gösteriyor.
Katedrallerden gökdelenlere, Klasik’ten Çağdaş döneme kadar tüm önemli yapı türlerini ve üsluplarını kapsıyor.
Yapılara, taşıyıcı sistemlere, malzemelere ve yapı detaylarına derinlemesine bakıyor.
Kitaptaki her bir terimin örneklendiği diğer bölümleri işaret eden, kapsamlı bir mimari terimler sözlüğü içeriyor.
Hemen hemen bütün öğelerin açıklamalı fotoğraflar ya da çizimlerle sunulduğu kitap, ilk andan itibaren, alfabetik olarak hazırlanmış geleneksel mimarlık sözlüklerinin barındırdığı sorunları aşmayı hedefliyor. Bu nedenle bizzat yapılara, fotoğraflar ve notlar aracılığıyla öncelik tanırken mimariyi temel fikirlerine ve bileşenlerine inerek parçalıyor.
MİMARLIK DENİNCE...
Doğan Hasol, Mimarlık Denince...’de, mimarlığın çeşitli alanlarında 60 yıla yakın bir süreçte edindiği deneyimlerin ışığında “mimarlığın ne olduğunu”, göz önünde tutulması gereken çeşitli bağlantılarıyla birlikte aktarıyor; hattâ aykırı örneklerle, “ne olmadığını” da…
Mimarlığı çeşitli yönleriyle, mimar adaylarına ve konuya ilgi duyanlara yalın bir dil ve kurgu ile anlatan Doğan Hasol, mimarlığın felsefe, sanat, tarih, teknoloji, malzeme, siyaset, çevre, kent vb. dallarla ilişkilerini de ortaya koyuyor. Kitapta temel olarak “Mimarlık nedir? Kim için yapılır?” sorularının yanıtını veren Doğan Hasol özetle şunları söylüyor:
“Mimarlık dünyanın en eski mesleklerinden biridir. Buna karşılık toplumda, hak ettiği şekilde bilinir olduğu söylenemez. İnsanlar sürekli olarak mimari çevrelerde yaşarlar: ev, okul, sokak, mahalle, parklar, kentler vd… Bunların tümü mimari mekânlardır, ne var ki insanlar çoğu kez, mimari mekânlarda yaşadıklarının farkında bile değildir.
Genel kanıya göre, mimarlık, binaların dış görünüşünden ibaret sanılır; oysa, kentsel mekândan, bir göz odanın iç mekânına kadar bir mekânlar bütünlüğünü kapsar.
Mimarlık, soyut bir bireşim (sentez)dir. Bileşenleri, MÖ 1. yüzyıldan bu yana en basit tanımıyla ‘işlevsellik, dayanıklılık’ ve ‘estetik’ olarak kabul edilir. İyi mimarlık için bu bileşenlerden hiçbirinin yetersiz düzeyde olmaması gerekir. Örneğin, tıpkı bir çarpımdaki gibi bileşenlerden birinin sıfıra eşit olması, ürünün de sıfır olması sonucunu doğurur. İşte, mimarî değerlendirme ve mimarlık eleştirisi de bu nedenle zordur; ciddi bilgi ve inceleme işidir...”
MİMARLIK NEDİR? VE DİĞER 100 SORU
Mimarlık, tasarım, kent, mekân vb. kavramlar üzerine düşünme, alışılagelen manzaraya farklı bir pencereden bakma niyeti taşıyan kitapta Rasmus Waern ve Gert Wingardh mimarlık, kent, tasarım, mekân üzerine sordukları 101 sorunun kısa ve uzun yanıtlarını, biraz mizahi, hatta kışkırtıcı denebilecek eleştirel dille arıyorlar.
Kitabı Türkçeye Prof.Dr. Özlem Erdoğdu Erkarslan kazandırdı. Erkarslan önce bir okur, mimar, akademisyen olarak tanışıp sonra çevirisini yaptığı Mimarlık Nedir? ve Diğer 100 Soru’yu şöyle anlatıyor:
“Kitabın yazarları Rasmus Wern ve Gert Wingardh bu kitapta aslında bir yandan ‘büyük anlatı’yı ince bir mizah diliyle eleştiriyor; öte yandan da, kitabın bizzat kendisi, başlığıyla ‘Mimarlığın Sırları’nı arayan o meraklı okuyucuya göz kırpıyor. Bu yapıt kolay okunmak ve iletişim kurmak üzere yazılmış. Mimarlık kuramının uzun ve dolambaçlı cümleleri yerine kısa ve basit açıklamalar var. Rasmus Wern ve Gert Wingardh, bizi ilk “treatise”lara geri götürüyor. Anlatı parçalara bölünmüş ve iddialı bir sayıyla (101) konuyu ele aldığını söylüyor. Vitrivius’un ve Alberti’nin on maddelik kitaplarından sonra 21. yüzyılda herhalde ancak 101 madde tüm kapsama yetmiş olmalı!..”
Kitapta söylenenlerin çoğunun daha önce de söylendiğini ifade eden yazarlar Rasmus Waern ve Gert Wingardh, böyle bir çalışmayı hazırlama gerekçelerini şöyle özetliyorlar:
“Adolf Loos gibi mimarlar, sanat ve mimarlık arasındaki ayrım hakkında kendilerini mükemmel bir netlikle ifade ettiler. Gunnar Asplund, zaman ve mekânın tarzı üzerine dahiyane yorumlar yaptı; Bruno Taut renk ve Jacques-François Blondel mimari karakter üzerine konuştu. Bu kitabı sözünü ettiğimiz eski bilgeliğin üzerine inşa ettik, onu çağdaş koşullara uyarladık ve bazı yeni fikirler ürettik. Başka bir deyişle, mimari tasarım yaparken izlenen süreci uyguladık. Mimarlar, daha öncesini bilemesek de, antik çağlardan beri mimarlığın özünü tanımlamaya çalışıyorlar. Diğer sanat türlerinin aksine, mimarlığın genellikle kendini açıklaması beklenir. Pahalı olacaksa, ne için bu bedeli ödediğimizi bilmeyi hak ediyoruz. Temel kullanışlılık ve rahatlık ölçütlerine ek olarak, mimarlık ürünü, bir imaj oluşturmak, tanıtmak veya gelir elde etmek de dahil olmak üzere, müşteri için birçok yönden ticari değer katabilir. Ancak mimarlığın gizemli özü bu tür faydaların ötesine geçer. Bu öz nedir? Biz işte bunu tarif etmenin 101 farklı yolunu bulduk. Yanıtlarımızdan bazıları –tam da olması gerektiği gibi– çelişkili görünebilir. Hayatının bir döneminde kent yaşamına tanıklık etmiş herkesin bilebileceği gibi, aynı sorunun birden farklı doğru yanıtı olabilir. Konu hem çok eğlenceli hem de çok ciddi olduğundan kendi yapılarımızın ya da yanıtlarımızın tüm bu yelpazeyi kapsamaması garip olurdu.
Bu kitap, okuyucunun mimarlığın ne kadar harika (ve duygusal) bir oyun olabileceğini takdir etmesine yardımcı olabilirse, bunu duymak ve öğrenmek bizi çok mutlu edecektir...”